30 Temmuz 2013

BEKLEDİĞİM SENDİN _ Amor Towles



     Çok güzel bir kitabı daha okuyup bitirmenin verdiği keyifle yazıyorum bu satırları. Bu kitap ilk çıktığı zaman özellikle adı öyle çok çekmişti ki beni bende olmalı bu kitap dedirtip hayaller kurdurmuştu bana. Anılarıma, bir insanın hayatında herşeyi değiştirebilecek olan insanı beklemesine dair bir çok seyi düşündüm. Kendi hayatıma baktım Beklediğim biri vardı ve kader karşıma çıkarmıştı. Tüm bu düşünceler bu kitabı elime aldığımdan beri içimi titretmeye yetmişti. Kitap ise bu kadar beklentiye rağmen gerçekten iyi geldi bana.

     Hikayemiz, 1966 yılında, bir fotograf sergisini gezerken Katey'nin o fotografla karşılaşmasıyla başlıyor. 1938 yılında çekilmiş olan bu fotograf onu geçmişine götürüyor ve onun anılarında kaybolmamıza sebep oluyor.  Aslında hikayeyi tümüyle özetlemek isterdim ama bunu yaparsam o keyifli dönemeçleri, tam her şey bitti derken yeniden başlamaları, tamam çözdüm hikayeyi dediğiniz anda hikayemizin ters köşeye yatırmasını sizden mahrum bırakmak istemiyorum! Çünkü bu kitabın en etkileyici kısmı burada.

''Önce çabucak bir şey söyleyeyim size: İster öfke veya kıskançlıkla, ister utanç veya kızgınlıkla tetiklenmiş olsunlar, duyguların coştuğu bu anlarda ağzınızdan çıkacak söz size kendinizi daha iyi hissettirirse muhtemelen söylenmemesi gereken bir şeydir. Hayatta keşfettiğim en önemli sözlerden biridir bu. Artık benim işime yaramadığına göre sizde kalabilir.''


     Geçmişin tüm özellikleri öyle güzel resmedilmiş ki kitabımızda okurken nereye gittiğiniz, nasıl bir manzarayla karşı karşıya kaldığınızı biliyorsunuz ve orada o anı yaşıyor gibisiniz. Karakterimiz Katey'nin gözlemciliği, gerçekçiliği ve zekası hikayeyi sıradanlıktan uzaklaştırıp, etkileyicilik katıyor. Böylece hikayenin içinde sürüklenip gidiyorsunuz. Sade bir dille yazılmış, sizi zorlamayan, hayal etmenizi kolaylaştıran ve sizi New Yorkta yaşatan bir roman.

     İkinci dünya savaşı öncesi dönemleri ve bu tip aşk kitapları seviyorsanız bu kitaba da şans verin. Okuyun. Beğeneceğinizi düşünüyorum. Zaten bestseller olmuş bir kitap olduğunu düşünürsek herhalde bir çok kişiyle aynı görüşü paylaşıyorum :) Bu arada kitabımızın sonunada Nezaket ve Edepli Davranış Kurallarının eklenmiş. Merakımızı gidermeye devam etmiş yazarımız. Şimdiden yazın bu güzel günlerinde hepimize keyifli okumalar diliyorum...  

22 Temmuz 2013

MART MENEKŞELERİ _ Sarah Jio



Bu kitabı ilk gördüğüm günden beri her yerde elime alıp bakmıştım. D&r'a ilk geldiğinde kapağıyla, rengi ve ayracıyla!! öyle bir çekmişti ki beni elime alıp, bırakmamıştım. Ama o dönemlerde yasaklı olduğumdan bu kitabı da almamıştım. Nerede ne zaman görsem hep çekmişti bu kitap beni, vardı birşey anlamıştım zaten. En sona saklayıp durmamdan güzel olacağını bilir gibiydim. Hissediyordum.. Yanılmamışım! Nasıl güzel bir kitaptııı.. Hiç bitmesin istedimm hiç! Zaten bir çırpıda okudum sinir de oldum kendime sonra. İnsan sindire sindire okur, hiç dört saatte kitap mı bitirilir ya :( Sahurdan sonra elime aldım alış o alış, uyku bile hak getire yani. Şiddetle tavsiye ediyorummmmmm. Mutlaka ama mutlaka okumalısınız. Böyle kitapların değerini bilmek şart!

Kitabımız, kocasından yeni boşanan Emily'nin sıkıntılardan uzaklaşmak amacıyla yengesi Bee'nin yanına Bainbridge adasına gitmesiyle başlıyor. Bu ada sakinliğiyle, deniziyle, insanları ve yaşam tarzıyla huzur veren bir yerdir. Emily çocukluğu burada geçmiştir. Buraya ait güzel anıları, yaşadığı aşkları vardır.  Mart ayını burada geçirecek olan Emily, Bee'nin onun için hazırladığı odada bir günlük bulur. İşte bütün olaylarda buradan büyük bir heyecanla başlar.  Bulduğu günlük Esther'e aittir ve onun yaşadığı büyük aşkı anlatır. Esther'in kim olduğunu bilmemesine rağmen Emily ondan ve aşklarından çok etkilenir. Ve onu tanımak kim olduğunu, hayatını anlamak ister. Bu istek ve arzuyla sırlar dünyasına bir yolculuk başlar. Bu dünyayı keşfetmek, bu sırrı açığa çıkarmak içinse sizin bu kitabı mutlaka okumanız gerekir. Kısa sürede sizi içine alacak, tüm dünyayla ilişkinizi kesmenize sebep olacak muhteşem bir roman.

Hikayemizde aslında bir değil birden çok kahraman var. Bu durum tabi kitaba daha çok dikkatinizi vermenize sebep oluyor. Gizemli olaylar, sıralar ve olayların birbiriyle ilişkisi, olay geçişleri bağlantılar güzel, ve oldukça akıcı. Yerlerin olayların betimlenmesi oldukça açıklayıcı. 

Sımsıcak, samimi, içten, aşkla dolu, huzur verici... Mart Menekşeleri keyifle okuyabileceğiniz,çok güzel bir hikaye. Bir yandan güneşin denizin, tatilin ve yazın tadını çıkarırken bu kitapla aşkın yolculuğuna çıkacaksınız. Sayfaları nasıl çevirdiğinizi anlamadan bitireceksiniz bu kitabı. Eee hemen bi tane bu kitaptan edinmek şart olmadı mı??? Ahh birde şunu unutmadan söylemeliyim geç olmadan birilerine Seni Seviyorum demeyi ihmal etmeyelim ;) 
Sizi Seviyorum!!!

(Bu arada bu blogumdaki 100. yayınımmış! Ya bu kitap benim için gerçekten özel anladım anladım. Aramızda güçlüde bir bağ kuruldu tamam :)artık devamı gelir.)


18 Temmuz 2013

DİKENLER SARAYI _ Kadir Aydemir


       Fuardan aldığım imzalı kitaplarımdan biri daha :) AH şu fuarlar nasılda güzelller. Heyecanla gidiyorsun; her yer kitap, her yer kitap düşkünü insanla dolu. O kalabalıkta, yoğunlukta sende kendini kaybediyorsun. Bütün kitapları ellemeye, en indirimde olanı bulmaya, en çok istediklerini aramaya başlıyorsun bir yarışma gibi sanki. Bu sene fuardan baya kitap aldım. Hepsini sırayla okumaya çalışıyorum ama önceden birikmiş, hali hazırda duran bir kitap kulemde elimde bulunmaktaydı. Bazen hangisini okusam diye kararsızlıktan saatlerimi kitaplarımın başında geçiriyorum. Sonunda karar verebilmek güzel ama :))) 

       ''Dikenler Sarayı'' Kadir Aydemir'in şiir kitabı. İnce bir kitap. Şiirleri de bir o kadar sade yalın. Söylemek istediklerini kısa ve net olarak söylüyor, gerisini okuyucuya bırakıyor. Bırakın düşünsün, bırakın tamamlasın demiş sanki yazar. Tabi tüm bu şiirlerden sonra anladım ki ben şiirlerden pek anlayamıyorum. Bana öyle şiirlerin anlamlarını tamamlamacalar pek zevk vermiyor. Okuyorum ama kitap okurken ki hevesim olmuyor. Benim okuyacağım şiirlerde buram buram aşk olmalı ya :( Aşkı bulmadıkça yok bana tat vermiyor bu kitaplar. Ama siz şiir düşkünü bir insan iseniz bir de Kadir'in yazdıklarını okumalısınız. Bakalım ne düşüneceksiniz????

14 Temmuz 2013

PROFİTEROL'lu :)) İftar Menüsü ve Tarifi


Bugün misafirlerimiz var iftara. Kalabalık sofralar kurulacak evimizde. Ne kadar güzel değil mi? Şanslı olduğumu düşünmüşümdür hep bu yüzden. Rabbim dost sofralarının eksikliğini hiç aratmasın inşallah. Yalnızlık zor ya. Bende hiç sevmem zaten. Evet bazen gerekli oluyor insanın kendini dinlemesi herşeyden uzaklaşması onda hemfikirim :)) Neyse ben öncelikle iftar menüme ondan sonrada tatlı tarifime geçiyorum. 

        İFTAR MENÜSÜ

  • Şehriyeli Tavuk Çorbası
  • Karışık Kızartma (Domates Soslu)
  • Közlenmiş Patlıcan Ezme
  • Semizotu Salatası ve Kaşık Salata
  • Tavuk Sote
  • Pilav
  • Profiterol

  Düşündüm düşündüm bu iftarda en güzelinden hem hafif(sütlü tatlı ya :)) hemde serin serin bir tatlı yapmakta karar kıldım. 

PROFİTEROL
Malzemeler:

  • 125gr tereyağı
  • 1 su brd su
  • 1 su brd un
  • 3 yumurta 

       Küçük bir tencereye öncelikle Tereyağı ve Su konur, kaynatılır. Mikserle çırpılarak yavaşça Un ilave edilir. Bütün malzeme yedirildikten sonra tencereyi ocaktan alıp biraz soğumasını bekliyoruz. Soğuyan hamurumuza tek tek yumurtalarımızı ilave ediyoruz. Ben mikserle çırptım daha kolay kıvam alıyor ve iyice karışıyor. Hazırladığımız bu hamuru tatlı kaşığı yardımı ile yağlı kağıt (evde yoktu ben tereyağı ile yağladım tepsimi) serili olan tepsimize yuvarlaklar halinde diziyoruz. Önceden ısıtılmış olan 200 derecedeki fırına koyup, kızarana kadar pişiriyoruz. Piştikten sonra fırını kapatıp iyice soğumasını bekliyoruz ve bu arada kesinlikte fırının kapağını açmıyoruz. Yoksa şişmiş olan hamurlar puf sönüp, birbirine yapışıyor benden söylemesi :)


Krema İçin:

  • 500 ml süt 
  • 1pkt vanilya
  • 1,5 ymk kaşığı nişasta
  • 1,5 ymk kaşığı un
  • 1 cay brd toz şeker

Çikolata Sosu için:
İstenirse hazır çikolata sosu kullanılabilir yada krema malzemelerini aynen kullanıp üzerine 3-4 ymek kaşığı kakao eklenip sos yapılabilir. 

       Yine küçük bir tencereye Süt, nişasta,un ve şekeri koyuyoruz. Tel çırpıcı ile sürekli çırparak pişiriyoruz. iyice kaynadıktan sonra altını kapatıyoruz ve soğumaya bırakıyoruz. Ara ara çırpmaya devam ediyoruz yoksa kabuk bağlıyor kremamızz :)) 
Hazırladığımız hamur toplarını tepelerinden kesiyoruz. İçerisine yine hazırladığımız kremayı koyup şapkalarını kapatıyoruz. Bütün hamurlar bittikten sonra çikolata sosunu hazırlıyoruz ve ılıkken üzerlerine döküyoruz :)) sonrada kremalarını akıta akıta afiyetle yiyoruz :D

Sofranız muhabbetli, yemekleriniz bereketli olsun :))))

13 Temmuz 2013

TUHAF ALIŞKANLIKLAR KİTABI _ Kadir Aydemir



''Tabii bir de şunu bilir şunu söylerim; alışkanlıklardır insanı özel kılan, hayatı çekilir yapan.''

''Büyüdükçe, belkide çocukluğuna, anılarına sarılmak için onlarada sahip çıkıyor eskisi gibi; çocukluğunun elinden kaçan günlerine takıntılı ve tuhaflık arasında.''

''Bu arada, 'tuhaf' kelimesinin Arapça anlamının 'armağan' kelimesinin çoğulu olması da çok tesadüfi bir tuhaflık.'' 

       Ahahahaha bir tuhaf kitabın daha sonuna gelmiş bulunmaktayım :) evet sonunda bitirdim. Günlerdir elimde bitmedi gitti. Neden böyle bir hal aldım acaba? Ee biraz tuhaf bir kitap okuyunca demek ki etinden sütünden diyerek değişmeye başlıyor insan. Neyse ramazan geldi artık kitaplarım elimden düşmez :) Bende sürekli blogumda yazar yazarrr yazarrrım :) Bu kitabımın hikayesi taaa İzmir kitap fuarına dayanıyor. Kitap fuarına ilk gittiğimde Yitik Ülke yayınlarının kitaplarına bakmıştım ama indirim olmayışından almadan geçmiştim. İkinci seferde gittiğimde yine tek tek inceliyorum kitapları sanki daha önce hiç bakmamışım gibi. Sonracıma bu incelemelerim bana Kadir Aydemirle tanışma fırsatını sağladı. :D Bunun üzerine hemde bir çok imzalı kitabım oldu ee daha ne olsun :)))

       Bu kitaba gelince bir ara sürekli bloglarda gözüme çarpıyordu. Almak istemiş fakat bir türlü alamamıştım. Neyse sonunda aldım da okudum da :D Kadir Aydemir'in okuduğum ilk kitabı. Zaten kitap bir öykü yada kendisinin yazdığı bir hikayeyi barındırmadığı için akıcılık, yazım sürükleyicilikle ilgili çok fazla şey yazıp söylemem pek mümkün değil benim açımdan. Ama farklı bir konu yakalamış ve insanların kendisini sorgulamasını sağlamış. Bu yönden de kitabı sevdiğimi belirtmeden geçemeyeceğim. 

       Kitabımızın da adından anlaşılacağı üzere, tuhaf alışkanlıklardan bahsediliyor. Bir çok insanın kendide ki garip alışkanlıkları anlatmasıyla ortaya çıkmış bir eser. Okudukça yok artık o kadar da olmaz. Ya ne gerek var. Abartmış bu adam resmen. Yuh artık bu kadarda olmaz. tarzında milyonlarca cümle kuruyorsunuz. Bir sonraki adımda ise acaba benim böyle bir alışkanlığım var mı sorusunu soruyorsunuz kendinize. Hemen arkasından cevap vermeye başlıyorsunuz yok canım bende bir tuhaflık yok ben normalim demeye başlıyorsunuz. Sonrasında aa bende de şöyle bir durum var yoksa bende mi tuhafım. Aaa bu bir alışkanlık haline gelmiş ki bende demeler başlıyor :) Hatta ben kendimde tuhaf olduğunu düşünmediğim ama sanırım ki tuhaf olan alışkanlıklar fark etttim :) Bundan sonraki postumda sizlerle bir tuhaf alışkanlığımı paylaşacağım.  Belki bu kitabın sayesinde birbirimizi ve kendimizi daha yakından tanıma fırsatını elde edebiliriz. Peki sizin en tuhaf alışkanlığınız ne?  

10 Temmuz 2013

RAMAZAN GELMİŞ, HOŞ GELMİŞ!!



Onbir ayın sultanı gelmiş, ramazan elmiş; HOŞGELMİŞ. Ben kendimi bildim bileli ramazan sofralarını çok sevmişimdir. Sabırla beklenir, misafrirleriyle şenlenir. Eş dost hep beraber yenen iftar yemeklerinin tadını hiç bir şey tutmaz. Aileler hep berabaer otururlar sofraya. Hurmalar baş köşede yerini alır ve misafiri, bereketi, bolluğu hiç eksik olmaz bu sofraların. Her yemek keyifle, tutkuyla ve sevgiyle hazırlanır. Tertemiz örtüler masalara yayılır, sofralar donatılır. Oturulur keyfile, dualarla yenir yemekler. EEE daha ne olsun. Böyle bir  sofraya can kurban değil mi?

Hepimizin ramazan ayı bolluk ve bereket içerisinde geçsin. Ağzınızın tadı bozulmasın. Keyif, sevgi, saygı ve aile bağlarınız hiç eksilmesin..