23 Ekim 2013

ANKARA ANKARA GÜZEL ANKARA!

       Öncelikle hepimize güzel bir gün diliyorum. Her güne bir post sloganıyla yola çıkmıştım, bu sözümü tutmaya gayret ediyorum :) Hemen güzel bir post yazıp burada yokken neler neler yaşanmış paylaşmak istedim. Uzunca bir süre ortadan kayboldum geri dönüşüm güzel olsun istiyorum. Keyifli paylaşımlarda bulunarak okuyanları gülümsetebileyim istiyorum. Bu aralar gülmek ve güldürmek nedense çok önem kazanan bir kavram haline geldi hayatımda.
       Tabiki bunu şimdi konuşmayalım başka bir postta uzun uzun paylaşırız. Bugün asıl bahsetmek istediğim ''şehirler''. Benim şehir takıntım ve bu takıntıdan kurtulmam :)) O nasıl bir şey demeyin sakın okuyunca sizde hak vereceksiniz, yeri gelecek onaylayacaksınız hissediyorum...       Ben aslında Ankarayı çok seven bir insan değildim. Aslında ben şehrimden başka şehri sevmem. Burada olmayı taşını toprağını, canın sıkıldı çık bi sahilde yürüyüş yap can gelsin yüreğine. Gece çık 11 de bak sokaklara insanlar kaynasın. Hep kıpır kıpırdır şehrim. İnsanları güzeldir.O YÜZDEN İzmir'e alışmış bu can durur mu aşka yerde? Durmaz. Durmaz diye düşünürdüm hep. (gerçi sonunda duramayıp döndüm:)) Lakin bu sefer bir farklılık oldu. Ben tüm bu düşüncelerime inat Ankara da olmayı sevdim, o sıkıcı şehir bana mutluluk getirdi bu sefer ve anladım ki bizim güzellikleri yaşamamıza sebep çoğu zaman yaşadığımız ve olduğumuz mekanlar değil kimlerle orada olduğumuzdur. Biraz geç mi anlamışım? Yok aslında biliyordum da takılı kalmıştım İzmir'den başka yerde yaşanmaz diye. Hihiih ama öyle değil biliyorum, itiraf ediyorum :)) Yaklaşık olarak iki hafta kadar kaldım. İnanılmaz güzel günler yaşadım. Yeri geldi eğlencenin dibine vurduk, gezmenin tozunu attırdık, yenmedik bir şey bırakmadık, yeri geldi göz yaşlarımız bir masada sel olup aktı, özlemler hasretler konuşuldu, en derin sırlar açığa çıktı. 18 yıllık dostluğun artık dostluktan çıkıp kardeşlik bağı haline geldiğini ve bunun ne kadar gurur verici bir duygu olduğunu yaşayarak bizzat öğretti bu yolculuk bana. Bu kadar mı hayır hiç değil bu sadece çok minik bir başlangıçtı. Söylemek istediklerimin, yazmak istediklerimin henüz daha çok başındayım...


3 yorum: