17 Nisan 2013

İZMİR KİTAP FUARI :)


Neee yoksa kitap fuarı mı var :) Sonunda İzmir de mi yoksa? Eee hangi kitaplar alınmalı? Liste yaptım mı benn?

       Binlerce soru ve Çook şahane bir haberle blogumdayım bu sefer. :)) Beklenen tarih gelip çattı. 18. düzenlenecek olan İzmir Kitap Fuarı bu haftasonu açılacak  ve fuarımız bir hafta kadar şehrimizde olacak. Bu yılda birçok etkinlikler düzenlenmiş. Bu yıl onur konuğu ise AHMET CEMAL. Girişler ücretsiz. Böylece hepimiz istediğimiz günlerde rahat rahat gidip çok çok gezebileceğiz!
Fuarımız hergün 11:00 - 20:00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Hemen plan yapıp gitmeli, kitaplara vakit ayırmalı.

       Ben planımı yaptım hadi sizde yapın. Bu arada kitap fuarına gitmişken bi kaç kitap alıyım diyorum, önerileriniz yada şiddetle tavsiye ettikleriniz varsa tüm görüşlerinize kapım açık :) Sevgilerimlerim ve  Mutlu bir hafta geçirmeniz dileğimle...

BİR GÜN _ David Nicholls




       Uzuun zamandır hasret kaldığım kitaplarıma dönüş başladı... David Nicholls'un okuduğum ilk kitabı ''BİR GÜN''. Tavsiye üzerine başladığım okuması güzel keyifli bir kitaptı. Severek okudum dediklerimden ama bana sorarsanız kitabın kapağında yazıldığı gibi enfes bir aşk yoktu ortada! Aşkın ucundan kıyısından bişiler vardı ama öle bitmeyen nefes kesici bir aşk hikayesini ben göremedim :(  Karakterlerin kendi hayatları, başlarına gelenler, dostluklarını aralarındaki bitmeyen sevgi ve sabır anlatılmış. Derinden etkileyen, aşkı bize veren dolu dolu sevgiyi o derin hisleri alamadım ben bu kitaptan açıkçası. Ne kitaplar  var aşkı anlatan derinden etkileyen insanı saran. Bi Piraye olsun, bi Yüreğim seni çok sevdi olsun :) İncir kuşları olsun. Bu tip kitaplardan çok okuyunca maalesef bu kitap onların yanında gerçek bir aşk hikayesi gibi kalmadı gözümde. O kadar histen uzak geldi ki zaman zaman işte burada yaşanmalı, aşk alevlenmeli, güzel sözler gelmeli dediğim yerde bir de baktım ki öylece geçip gitti yazar. Bana o enfes aşk hissini vermedi, yaşatmadı. 

       Karakterler olarak baktığımda ise kitap gerçekten çok bizden. İlişkileri, yaşam tarzları, çektiği güçlükler, birliktelikleri, hep rastlanabilir ilişkiler ve yaşayışlar.  Bu konuda bir günü çok gerçekçi bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.  Eğer bu kitaba aşk romanı gerçek üstü bir aşk yorumlarına bakmadan okuyacak olursak gerçekten severek okunacak bir yapıt olduğunu düşünüyorum.

       Birlikte geçirdikleri bir günden sonra, e aniden birbirlerinin hayatlarının birer parçası olan EMMA ve DEXTER'in hikayesini anlatır bir gün. Kitabı okurken tüh ya! dediğiniz, EM ve DEX e kızdığınız, zamanlamanın da böylesi dediğiniz kıl payı kaçırılmış ve sürekli ertenmeye mahkum olmuş bir aşk var.

       Bir gün de hikayemiz şöyledir: 15 temmuz 1988 yılında mezuniyet gününde tanışan, birbirleriyle bir gece geçiren  Emma ve Dexter. Aralarında yaşanılan şeye karşın birbirlerinden bir şey beklememeye ilişkilerini bu şekilde devam etmeye söz verirler. Zaman içerisinde adını bir türlü aşk koyamadıkları o hisle mücadele ederler. Onlar sıkı dostturlar. Yıllar onların karşısına birçok hayal kırıklıkları, heyecanlar yeni yollar yeni insanlar çıkarsa da birbirlerini hiç unutmazlar.  Hep birbirlerinin hayatlarında kalmaya devam ederler.  Bir gün ise itiraf edemediklerini birbirlerine söyleme cesareti bulurlar ve onlar için hayat yeniden başlar!

Birbirlerine gülümsediler. Sonra, sanki o anda aklına gelmiş gibi , odayı üç uzun adımda geçerek Dexter’ın yüzünü ellerinin arasına aldı, öptü.. Sonra hala yüzünü ellerinin arasında tutmaya devam ederek ona dikkatle baktı. 
” Eğer beni yine kandırırsan Dexter…”
” Kandırmam…”
” Eğer beni kandırıp, sonra yüzüstü bırakır, arkamdan iş çevirirsen, seni öldürürüm. Yemin ediyorum, kalbini yerim.”
” Bunu yapmayacağım.”
” Yapmaz mısın?”
” Yemin ediyorum, yapmayacağım.”


       Kitabın sonu ise içi burktu. Böyle olmasaydı dedim.  Sonrada kendimce dersler çıkardım. Bazı şeylerin kıymetini geç olmadan bilmek gerekiyor şu hayatta. Neyin nerede sonlanacağını, ne zaman biteceğini bilemiyoruz ki. Hayattan tat alabilmek, sevdiklerimizin kıymetlerini yanındayken bilebilmek dileğiyle. Hayat sevdiklerimizi bize getirsin....

15 Nisan 2013

BAHAR MI ÇARPTI yoksa TEMBELLİK Mİ?

    


    Tazelenmek yenilenmek baharla birlikte huzur bulmak çok güzel! Gel gör ki bahar geldi ben bi tembel oldum, hiçbir şeye vakit ayıramaz hale geldim. Nedense canım hiç birşey yapmak istemiyoorr. Yatttt, uyu uyu uyu.. Bu kadar tüm zevkim buydu bundan birkaç hafta öncesine kadar. Gerçi şimdilerde toparlandım. İyi hissediyorum kendimi. Keyifliyim. İzmir güzel, hava güzel ve en sevdiklerimleyim. Tatlı heyecanlar için koşuşturduk bu aralarda birde. Nişanımız oldu, bebek mevlütlerimiz derken baya da yoğun zamanlar geçirdik. Eee daha ne olsun :) 

     Ne zamandır ne kitaplarıma, nede başka işlerime vakit ayıramadım, yazamadım bir şeyler yapamadım! Ama hep aklımı kemirdi durdu. Nefes alıp kendime dönmeliydim .  Galiba yavaş yavaş yapıyorum bunu. Kendime geliyorum. Zevk aldığım şeyleri yapıyorum. Bunu da bir blog yazısıyla paylaşayım istedim! Yine beraber yine burada olmak güzel ve çok da keyifli. Uzak kaldığım günlerde yaptıklarımı yavaş yavaş paylaşacağım. Bunun içinde ayrı bir heyecan ve keyif duyuyorum :) 
Hepimize güzeeell bir hafta ve sıcak bol güneşli bir bahar ve nisan ayı diliyorum :) Sevgilerimle...