Bir kitabın daha sonuna geldim. Okudukça büyüyor gelişiyorum. Nedense böyle hissediyorum. Bu kitabı okudukça da hayallerime bir kez daha sıkı sıkıya sarılmam gerektiğini hissettim nedense. İnsan sevdiği şeyi yaparken ne kadar mutlu. Hiç sıkılmıyor zevkle yorulmadan yapıyor o işi. Hepimiz hayatı istediği şeyleri yapabilecek kadar güzel geçsin inşallah. Kitap okumak ayrı bir keyif, ayrı bir mutluluk benim için. Hayatta yapmaktan zevk aldığım bir çok şey var. Ve bunları yaparken huzurla dolmak öyle güzel ki. Beyaz Düşleri okumak, benim için çok başka güzel oldu. Çünkü içinde kendi hayallerimden bir hikaye buldum. İstediğini hayalini kurduğu şeyleri yapabilmek çok etkileyici. O yüzden bu kitabı okurken heyecanlandım baya! Organizasyon ve ben gerçekten tam birbirini tamamlayan ikiliyizz :) Etrafımdaki insanların bile söylediği tek şey sen bu işi yapmalısın! Galiba sonunda yapacağım... Bu arada bu kitabı özellikle okumasını istediğim biri var: Hayat Mühendisi. Bu kitabı en yakın zamanda okumalısın :) sevgilerimle.
Hemen kitaba ve konusuna geçiyorum. Bu okuduğum ilk Nora Roberts kitabı. Okumayı istiyordum fakat bir türlü sıra gelmemişti. Ama iyiki de ertelememişim. Bu kitap bir seriye ait. (yani devamı gelecek :)) Beyaz Düşler, gelin serisinin ilk kitabı. Bu seri dört kitaptan oluşuyor. Kitap yormadan, sıkmadan bunaltmadan keyifle okunuyor ve bitiyor. Sade bir dili, güzel bir anlatımı var. Olay geçişleri güzel fakat zaman zaman tam o günle o konuyla ilgili bir şey söyleyecek sanırken, yazar o kısmı bitirmiş başka bir şeyi anlatmaya başlıyor. Bu da tabi bence eksiklik. Olay kafamızda havada kalmamalı bence. Tam bitirilmeli diye düşünmekteyim. Onun dışında gayet keyifle okunabilecek bir kitap!
Çocukluklarını hep bir arada geçirmiş dört yakın arkadaşın ve birbirlerine duydukları sevgi ve güvenin hikayesi bu. Çocukluklarının hayallerini oyunlarını kendi yaşamlarına aktarmayı başarmış dört güçlü kadın: Parker, Laurel, Emmaline ve Mackensie. Sürekli düğün oyunları oynayan bu 4 kadın, büyüdüklerinde kendi şirketlerini kurup Düğün Organizasyonu yapmaya başlarlar. Aynı yerde yaşamaktalar, beraber kurdukları şirkette hepsi en çok sevdikleri işi yapmaktadır. Düğünün tüm detaylarıyla tek tek ilgilenmek işlerinden çok en büyük zevkleridir adeta. Düğün teması, çiçekler düğün pastası düğün fotoğrafı ve en önemlisi iyi bir iş çıkartıp gelini mutlu edebilmek...
Mac, insanların en mutlu olduğu anları yakalayıp bunları ölümsüzleştirmeye aşıktır. Çektiği fotoğraflarla insanları kendisine hayran bırakmaktadır. Fakat kendi hayatı bu kadarda mükemmel değildir. Mutluluktan uzak bir çocukluk, parçalanmış bir aileye sahiptir. Babası ikinci evliliğini yapmış ve yeni ailesiyle beraber yaşamaktadır. Onun çok nadir görebilmektedir. Annesi ise sürekli aşık olan, histeri krizlerine giren ben merkezci bir kadındır. Sürekli evlenen ve bu erkeklerin hiçbirinde aradığını bulamayan bu kadın, Mackensie'nin hayatını sürekli olumsuz yönde etkilemektedir. Bu yüzden kendisini ilişkilere ve aşka tamamen kapatmıştır. Sürekli kendince karşısındaki adama yetememe duygusu ve aşkın gerçek olamayacağı düşüncesi içini kemirmektedir. Ama süren hayatından da oldukça memnundur. Düğün resimleri çekmek onu mutlu eden en güzel şeydir. Bir gün yine ofisinde çalışırken yanlışlıkla odasına düğününü yapacakları gelinin erkek kardeşi girer. Mac'in, karşılaştığı bu adam onun hayatını bir anda etkiler. Mac bu adam hakkında ne düşüneceğini, ne yapacağını bilemez bir halde dolaşmaktadır. Bu adamla ilgili ne yapmalıdır? Kendini olayların akışına mı bırakmalı yoksa onu tamamen yok mu saymalı???
Tam bir Nora fanıyım , bu kitabı da ddiğerleri gibi harikaydı:)
YanıtlaSilBenim okuduğum ilk Nora kitabı ve beğendim devamı gelecek :)). Ama seni önerdiğin bir kitabı varsa tavsiyeni bekliyorum :))
Silnora pek severim.
YanıtlaSilokumadım heeey iyiymiş not aldım.
:)
Oku oku güzelll :))
Sil